Kurulduğu günden beri Akpartinin muhafazakar temelli konjonktürel bir parti olduğunu söyleyip duruyorum..
Bu özelliği nedeniyle Akparti, sürekli değişen ve değiştiren bir iç dinamizme sahip. Değişen şartlara göre kendine yön çizen bir parti olması, Akparti seçmenini bu ani değişimlere uyuma zorluyor.
Güçlü bir iktidar partisi olması nedeniyle Akparti yalnızca kendi tabanını değil, karşısında olanları da yani tüm toplumu değişim doğrultusunda peşinden sürüklüyor, diğer partilerin de tabanları aynileşiyor..
Değişim, zihni bir gelişim sonucu ortaya çıkıyorsa buna kimsenin itirazı olmaz. Ancak, değişim siyasetin konjonktürel tercihleriyle oluşuyorsa bunun sonucu gelişimle değil tarafgirlikle izah edilebilir. Siyasal tarafgirlik ise geçmişte bu ülkede derin sancılar doğurdu..
Toplumsal değişimin siyasal tarafgirliğe dayalı olması ve siyasetin ani değişimlere gebe olması demek gerçeklerin üzerine örtülen siyaset örtüsünün sık sık değiştirilmesi demek..
Böylesi bir tablo karşısında kişilerin, düşüncelerini siyasetin süzgecinden geçirerek yeni bir düşünce iddiasıyla toplumun önüne koymaları kaçınılmaz bir durum.
Bu ise gerçeğin objektiflikten uzak, siyasete göre şekillendirilmesi demek.
Geldiğimiz noktada her şey birbiriyle çelişen ani değişimlerle izah edilmek isteniyor. Herkes kendi siyasetine sahip çıkma adına bu çelişen değişimleri savunmak için gerçeklere kendi elbiselerini giydirmeye çalışıyor..
Bu ülkenin bu hale gelmesinin bir toplum mühendisliği gerektirdiği aşikar.
Umarım, toplumun aşınan yönlerini onaracak çareler düşünülür ve geleceğimiz geçmişin karanlık dönemlerine benzemez...