Bugun...
SON DAKİKA

TARİKAT ÜZERİNE..

facebook-paylas
 Tarih: 18-07-2023 14:48:33

TARİKAT ÜZERİNE..

“Biz Kur’an’ın özünü, ruhunu, içini ve cevherini aldık. Postunu köpeklerin önüne attık.” (Celaleddini Rumi)

 

Tarih boyunca iki akım sürekli galip gelmek için birbiriyle mücadeleye girmiştir. Bunlardan biri ruhçuluk, diğeri ise akılcılıktır. Bu her iki görüşün sentezlerine dayalı çok sayıda düşünce ekolleri var ve bu düşünceler sürekli uçlara kayma eğilimine girerek kendilerinin doğru olduğunu ispatlamaya ve bunun için de toplum içinde örgütlenmeye çalışırlar.

Akılcıların son ucu materyalizme dayanırken, ruhçuların son ucu da mistisizme/sufizme dayanır.

 

Bu her iki ekolden oluşan nice düşünce odakları yaşadıkları ortamlardan etkilenerek özgün birer yapı haline gelmişlerdir.

 

Sufizm, dinlerden beslenmiş olsa da etkilendiği veya doğduğu dinlerden daha farklı metotlar izleyerek özgün bir yol oluşturmuştur. O kadar ki bu yolun bağlıları din yerine bağlı olduğu bu yolun öğretilerini esas almaktadır.

 

İslamın doğduğu topraklarda birçok mistik/dinsel ekoller mevcuttu. İslamla birlikte yeni mistik ekoller ortaya çıkmaya başladı ve böylece islam tasavvufu/islam sufizmi doğdu.

 

Bugün islam dünyasının her yerinde çeşitli tasavvufi ekoller yani tarikatlar var. Bunların bazıları bulundukları ülkelerdeki diğer dinlerden de etkilendikleri için islamla çelişmekle suçlanmışlardır. Ancak bu suçlamaların hiçbiri tarikatların yolunu kesememiş, tarikatlar kendilerinin dinin özü oldukları iddiasına dayanarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. O nedenle tarikatlara bağlananlar aslında öz islama bağlı olduklarını sanırlar. Öz islam diye bağlanılan yolun öğreticisi, yol göstericisi yani mürşidi o nedenle mürit için tek kurtuluş yolu olarak görülür.

Tek kurtuluş yolu derken; buradan anlaşılacak olan Cennet’e kavuşma arzusudur. Mürit, Cennet’e ancak Mürşid’ine sıkı sıkıya bağlanarak, onun dediklerine uyarak, adeta bir ölünün, ölü yıkayıcısına (çaresiz) teslimiyeti gibi teslim olarak Cennet’e girebileceğine inanır.

Bı süreçte de himmet, şefaat gibi, Mürşid’in müritlerini Cennet’e ulaştıracağı gibi sözler nedeniyle kişi Mürşid’ini Cennet’in anahtarı görür. Artık, olgunlaşmış/erişmiş bir mürit için Mürşit her şeydir, öbür alemi de dizayn eden kutsal bir kimliktir ve onun gösterdiği yol, anlattıkları dinin yerini alır.

 

İslam dünyasında yaşayanların en önemli arzusu olan Cennet’e gitmek duygusu mevcut/yürürlükteki dine bağlılığı getirirken, mevcut dinin derinliği, özü olduğu iddia edilen tarikatlar için inananlar potansiyel mürşit devşirme alanı oluyor.

Aklın devreden çıktığı keramet, himmet gibi olağanüstülük iddiaları ve gösterileri de kişiyi tarikatlara çeken önemli etkenler oluyor.

 

Devletler, iktidarlar bu gibi odakların kitleselliğini dikkate alarak buraları kolay yönlendirme mekanizması olarak değerlendiriyor. O nedenle devletler bu gibi odakların varlığına tepki koymak bir yana onların kontrollü olarak büyümesine yardımcı oluyor.

 

Müslümanlar, Allah ile aralarında bir aracının olmasının gerekli olduğuna, Allah’ın dünyayı manevi kuvvetle yöneten birilerine görev verdiğine yani yeryüzünde Allah’ı temsil eden Gavs’ların bulunduğuna inandıkça tarikatların güç kaybetmesi mümkün değil.!

 

Eğer islam ve genelde de dinler hakkında okullarda sağlıklı bilgilerle eğitim verilmezse bu tür bağlılıkların önüne geçilemez. Bu doğrultuda verilecek bilgiler ise din sosyolojisi ve din felsefesi gibi konular olmalı ki insanlar din adına önlerine çıkan tarikat gibi şeyleri sağlıklı değerlendirebilsinler.

 

  Bu haber 1182 defa okunmuştur.   Editör: Dilek ONAY CAN
  Kaynak: Adnan ONAY

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER Gündem Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HAVA DURUMU
  NAMAZ VAKİTLERİ
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI